ALIR GÖTÜRÜR ISTANBUL..
Gültekin Çizgen Fotografları ve Cüneyt Ayral Şiirleriyle "Alır Götürür Istanbul" sergisi 3 Nisan - 25 Nisan arasında Odakule Sanat Galerisinde yer alacaktır. Sergi Uluslararası Istanbul Beyoğlu Şiir Festivali Programı içinde yer almaktadır.
Gültekin Çizgen Sanat Yaşamının 50.yılında.. Cüneyt Ayral Sanat Yaşamının 40.yılında..
"Alır Götürür İstanbul, götürür de nereye götürür?
Bindokuzyüz bilmem kaç yılında Pera Palas Oteli'ndeki danslı akşam yemeklerine,
Safiye Ayla'nın İstanbul'un daki gazino eğlencelerine, tramvay arkasına asılıp gezen
yaramaz çocukların macera düşlerine, naniye limoon okaliptüs sesleriyle çınlayan
1960'lı yılların Kadıköy vapur iskelesine götürür.
Götürür de nereye götürür, bay Franguli'nin erken sabahlarında özenle yerleştirdiği vitrinine,
Diamanştayn ustanın, Mustafa Kemal'e gidecek armağanı hazırlarken ellerinin titremesine,
banliyö treninden sarkan insanların ulaşım çilesine ,
Haydar Paşa da İstanbul'a şaşmış köylü kadınların gözlerine,
nasıl olmuşsa olmuş yıkılmaktan kurtulmuş, gözyaşı damlası gibi duran cumbalarına Yüksek Kaldırım’ın götürür İstanbul.
İstanbul bir maceradır başlı başına, acımasız, nasılsın diye sormaz, alır götürür insanın gönlünü ama Ayşe olur ama Anuşka ama Marika, bir sevdadır gönülleri büyütür".
GÜLTEKİN ÇİZGEN “sanatta 50.yıl”
1940 yılında İstanbul’da doğdu. Yaşamının 50 yıllık profesyonel sanat sürecinde audiovisual fotoğraf, illüstrasyon ve sanatsal cam üretti. Çalıştığı tüm alanlarda basılı eser verdi ve müze koleksiyonlarına girdi. Sanatsal fotoğraf ve meslek uygulamaları alanına yetiştirdiği onlarca yeni isim kazandırdı. Dönemini ve sonraki kuşakları sanat ortamındaki “yerlilik” duruşuyla, yapıp etmeleriyle derinden etkiledi.
Fotoğrafları ülkesinde ve yurt dışında 13 ülkede, Almanya, Fransa, İsviçre, İtalya, Çin Halk Cumhuriyeti, Kanada, Meksika, Brezilya, Kore, Hindistan, Hongkong, Moğolistan ve Rusya’da solo olarak sergilendi. Yapım ve yönetimini üstlendiği yüzlerce multivizyon programı ABD’den Kazakistan’a kadar 24 ülkede gösterildi.
Çizgen, fotoğraf alanında 16 adet albümü, deneme, teknik gezi ve anı alanlarında 16 adet kitabı, resim ve cam alanında 12 adet katalog ve albümü olmak üzere , 44 adet yayının yazarıdır.
Yeni Fotoğraf Dergisinin kurucusu Çizgen, Mimar Sinan Üniversitesi Fotoğraf Enstitüsü kurucu onur üyesi ve Profesyonel Tanıtım Fotoğrafçıları Derneği kurucu başkanıdır.
Çizgen, 500 bin adetlik diatekiyle çeşitli tanıtım projeleri içinde profesyonel fotoğraf uygulamalarını sürdürmektedir.
Gültekin Çizgen, yeni sanatsal projeler peşinde çalışmalarını yoğun olarak İstanbul’da sürdürmektedir.
CÜNEYT AYRAL “sanatta 40.yıl”
Cüneyt Ayral 1954 yılında İstanbul’da doğdu. Orta ve yüksek öğrenimini Ankara’da tamamladı.
Ankara Fotograf Sanatçıları Derneği’nin (AFSAD) kurucu genel sekreterliğini yaptı.
Erken yaşında başladığı gazetecilik ve yazarlık uğraşını hiç kesintisiz sürdürdü.
Yayımlanmış onbeş eseri ve bir gazetesi olan Ayral, bir dönem sanayicilik de yaptı.
Oluşum, Yazko, Süreç, Şiir-lik, Gösteri vb pek çok dergide şiirlerini yayımladı. İlk yazısı 1969 yılında yayımlanan sanatçının bu yıl 40’ıncı sanat yılıdır.
1996 yılında Fransa’ya göç etti, 2008 yılından bu yana Paris – İstanbul arasında yaşamakta, yazarlık ve radyo – televizyon program yapımcılığı - sunuculuğu ile uğraşmaktadır.
Sana, o resmini
çektiğim kırmızı cumbayı
göstereceğim. Şimdi yerinde
yeller esiyor.
O cumbalı yapıyı,
Yeniçerilikten atılma,
''haçlı'' bir usta yapmış.
İşte o yapı, yapılmadan
önce, olduğu yerde
Ceneviz'li bir gemici,
sevgilisini özlemiş
Venedik Limanı'ndaki
o koca memeli, geniş kalçalı
sevgilisini. Yere bağdaş kurmuş.
Ağlamış onun için/
Gözyaşı gibiydi o cumbanın
alttan görünüşü
yol yol gözyaşı gibi.
Hep seni düşünüyorum
Galata'nın sokağında,
yıkılan cumbalı kırmızı
evin orada.
12 Mayıs 1979
Bir kadın mı vardı,
sen miydin
ardından koştuğum,
özlem miydi, bilmiyorum.
Yenilmeden sevdasızlığa,
Markiz Pastanesi'nde
içtiğimiz son çay mıydı
karşılıklı ve senin hiç bulunmadığın.
Park Otel eskisi
kahve fincanıyla
Şark Kahvesi'nin yıkılırken
resimlerinden geçtik...
Öpülmek eskisi fotograflarına
o İstanbul'u anlatıyorum
Pera'nın arka sokaklarını,
yıkılmış, tarihi yazılmış/yazılmamış.
Afişlerde yangın
Beyoğlu oğlanlarını,
Fatih'ten hep ünlü çıkar
Yeşilçam'ın kadınları
ne güzeldir, ne güzel
Beykoz sırtlarından yayılan
taze ceviz kokuları
Ne çok sevdaya
ne çok gemi yanaşır
Beşiktaş İskelesi'nde.
Öyle bir şenlik işte İstanbul
seni sevmek gibi bir şenlik.
Tünel'den çıktılar,
önlerine bakmadılar.
Narmanlı Yurdu'nu görmediler
Fikret Mualla'nın düşünü,
çiğneyerek çıktılar Beyoğlu'na.
1933 Mimoza Şapkacısından
lahmacun aldılar.
Boyalı, pudralı
belki de mini etekli
kadın ellediler.
1943, Hohner Marka akordeon
çöpe atılmış.
Taksim'e vardılar,
geride sağlı sollu
yıkık bir cadde bıraktılar.
''Yıkılmış gavur kaldırımları
tamir edilmeyecek''
1988'in öfkeli erkek kalabalığı
sarıyor her yanı.
ALINTIDIR.
İstanbul düştü!
Gültekin Çizgen Fotografları ve Cüneyt Ayral Şiirleriyle "Alır Götürür Istanbul" sergisi 3 Nisan - 25 Nisan arasında Odakule Sanat Galerisinde yer alacaktır. Sergi Uluslararası Istanbul Beyoğlu Şiir Festivali Programı içinde yer almaktadır.
Gültekin Çizgen Sanat Yaşamının 50.yılında.. Cüneyt Ayral Sanat Yaşamının 40.yılında..
"Alır Götürür İstanbul, götürür de nereye götürür?
Bindokuzyüz bilmem kaç yılında Pera Palas Oteli'ndeki danslı akşam yemeklerine,
Safiye Ayla'nın İstanbul'un daki gazino eğlencelerine, tramvay arkasına asılıp gezen
yaramaz çocukların macera düşlerine, naniye limoon okaliptüs sesleriyle çınlayan
1960'lı yılların Kadıköy vapur iskelesine götürür.
Götürür de nereye götürür, bay Franguli'nin erken sabahlarında özenle yerleştirdiği vitrinine,
Diamanştayn ustanın, Mustafa Kemal'e gidecek armağanı hazırlarken ellerinin titremesine,
banliyö treninden sarkan insanların ulaşım çilesine ,
Haydar Paşa da İstanbul'a şaşmış köylü kadınların gözlerine,
nasıl olmuşsa olmuş yıkılmaktan kurtulmuş, gözyaşı damlası gibi duran cumbalarına Yüksek Kaldırım’ın götürür İstanbul.
İstanbul bir maceradır başlı başına, acımasız, nasılsın diye sormaz, alır götürür insanın gönlünü ama Ayşe olur ama Anuşka ama Marika, bir sevdadır gönülleri büyütür".
GÜLTEKİN ÇİZGEN “sanatta 50.yıl”
1940 yılında İstanbul’da doğdu. Yaşamının 50 yıllık profesyonel sanat sürecinde audiovisual fotoğraf, illüstrasyon ve sanatsal cam üretti. Çalıştığı tüm alanlarda basılı eser verdi ve müze koleksiyonlarına girdi. Sanatsal fotoğraf ve meslek uygulamaları alanına yetiştirdiği onlarca yeni isim kazandırdı. Dönemini ve sonraki kuşakları sanat ortamındaki “yerlilik” duruşuyla, yapıp etmeleriyle derinden etkiledi.
Fotoğrafları ülkesinde ve yurt dışında 13 ülkede, Almanya, Fransa, İsviçre, İtalya, Çin Halk Cumhuriyeti, Kanada, Meksika, Brezilya, Kore, Hindistan, Hongkong, Moğolistan ve Rusya’da solo olarak sergilendi. Yapım ve yönetimini üstlendiği yüzlerce multivizyon programı ABD’den Kazakistan’a kadar 24 ülkede gösterildi.
Çizgen, fotoğraf alanında 16 adet albümü, deneme, teknik gezi ve anı alanlarında 16 adet kitabı, resim ve cam alanında 12 adet katalog ve albümü olmak üzere , 44 adet yayının yazarıdır.
Yeni Fotoğraf Dergisinin kurucusu Çizgen, Mimar Sinan Üniversitesi Fotoğraf Enstitüsü kurucu onur üyesi ve Profesyonel Tanıtım Fotoğrafçıları Derneği kurucu başkanıdır.
Çizgen, 500 bin adetlik diatekiyle çeşitli tanıtım projeleri içinde profesyonel fotoğraf uygulamalarını sürdürmektedir.
Gültekin Çizgen, yeni sanatsal projeler peşinde çalışmalarını yoğun olarak İstanbul’da sürdürmektedir.
CÜNEYT AYRAL “sanatta 40.yıl”
Cüneyt Ayral 1954 yılında İstanbul’da doğdu. Orta ve yüksek öğrenimini Ankara’da tamamladı.
Ankara Fotograf Sanatçıları Derneği’nin (AFSAD) kurucu genel sekreterliğini yaptı.
Erken yaşında başladığı gazetecilik ve yazarlık uğraşını hiç kesintisiz sürdürdü.
Yayımlanmış onbeş eseri ve bir gazetesi olan Ayral, bir dönem sanayicilik de yaptı.
Oluşum, Yazko, Süreç, Şiir-lik, Gösteri vb pek çok dergide şiirlerini yayımladı. İlk yazısı 1969 yılında yayımlanan sanatçının bu yıl 40’ıncı sanat yılıdır.
1996 yılında Fransa’ya göç etti, 2008 yılından bu yana Paris – İstanbul arasında yaşamakta, yazarlık ve radyo – televizyon program yapımcılığı - sunuculuğu ile uğraşmaktadır.
Sana, o resmini
çektiğim kırmızı cumbayı
göstereceğim. Şimdi yerinde
yeller esiyor.
O cumbalı yapıyı,
Yeniçerilikten atılma,
''haçlı'' bir usta yapmış.
İşte o yapı, yapılmadan
önce, olduğu yerde
Ceneviz'li bir gemici,
sevgilisini özlemiş
Venedik Limanı'ndaki
o koca memeli, geniş kalçalı
sevgilisini. Yere bağdaş kurmuş.
Ağlamış onun için/
Gözyaşı gibiydi o cumbanın
alttan görünüşü
yol yol gözyaşı gibi.
Hep seni düşünüyorum
Galata'nın sokağında,
yıkılan cumbalı kırmızı
evin orada.
12 Mayıs 1979
Bir kadın mı vardı,
sen miydin
ardından koştuğum,
özlem miydi, bilmiyorum.
Yenilmeden sevdasızlığa,
Markiz Pastanesi'nde
içtiğimiz son çay mıydı
karşılıklı ve senin hiç bulunmadığın.
Park Otel eskisi
kahve fincanıyla
Şark Kahvesi'nin yıkılırken
resimlerinden geçtik...
Öpülmek eskisi fotograflarına
o İstanbul'u anlatıyorum
Pera'nın arka sokaklarını,
yıkılmış, tarihi yazılmış/yazılmamış.
Afişlerde yangın
Beyoğlu oğlanlarını,
Fatih'ten hep ünlü çıkar
Yeşilçam'ın kadınları
ne güzeldir, ne güzel
Beykoz sırtlarından yayılan
taze ceviz kokuları
Ne çok sevdaya
ne çok gemi yanaşır
Beşiktaş İskelesi'nde.
Öyle bir şenlik işte İstanbul
seni sevmek gibi bir şenlik.
Tünel'den çıktılar,
önlerine bakmadılar.
Narmanlı Yurdu'nu görmediler
Fikret Mualla'nın düşünü,
çiğneyerek çıktılar Beyoğlu'na.
1933 Mimoza Şapkacısından
lahmacun aldılar.
Boyalı, pudralı
belki de mini etekli
kadın ellediler.
1943, Hohner Marka akordeon
çöpe atılmış.
Taksim'e vardılar,
geride sağlı sollu
yıkık bir cadde bıraktılar.
''Yıkılmış gavur kaldırımları
tamir edilmeyecek''
1988'in öfkeli erkek kalabalığı
sarıyor her yanı.
ALINTIDIR.
İstanbul düştü!