Anasayfa
Yanlış anlamayın, bebek satmıyoruz, siz “bebek”, ben “bebek”, eşinizle birlikte özgür iradenizle yaptığınız, Yaradan’a doğmadan ve doğduktan sonra binlerce kez “Allah’ım sen onu bize bağışla, sağlıklı, akıllı, uslu, devlete, millete, ailesine hayırlı olması için yardım et, adam olsun” dediğiniz sizin bebeğiniz/çocuğunuz/çocuklarınızdan bahsediyorum.
Onlar size beni doğurun diye mektup göndermedi, hatta doğup büyüdükten sonra belki de “neden İngiltere Kraliçesinin çocuğu olarak doğmadım, niye Avrupalı, Amerikalı ana-babadan doğmadım da Vize peşinde koşmak zorunda kalıyorum” gibi sözleri şakayla karışık söylediklerinde ufaktan kırıldınız veya hazır olun kırılacaksınız.
Ama burada bahsetmek istediğim onların sizi üzeceği, kıracağı, ağlatacağı eylemleri değil, onu belki başka bir zaman ele alırız, benim bahsetmek istediğim “0” kilometrede, hiç kullanılmamış durumda Allah’ın size verdiği hediyeyi siz ne yapacaksınız veya ne yaptınız, neye dönüştürdünüz.
Yedirdiniz mi, giydirdiniz mi, aşırı sıcaktan-soğuktan koruyabildiniz mi, ihtiyaçlarını karşılamak için para harcadınız mı, iyi bir eğitim alıp akranlarının arasından sıyrılıp rahat bir yaşama kavuşması için destek oldunuz mu ? Bunlar maddi destekler, hadi bunları bir yana koyalım, çok daha önemlisi, ağladığında gazını çıkarmak için kucağınıza aldınız mı, üşüttüğünde göğsünüze bastırıp öyle uyudunuz mu, her fırsatta samimi bir şekilde okşayıp, öptünüz mü, sizi öpmesine izin verdiniz mi, bütün bunların olabilmesi için evde bulunabildiniz mi. Yatmadan önce masal okudunuz mu. Korktuğunda, hangi yaşta olursa olsun, yanında bitiverdiniz mi, sizi arayabildi mi, aradığında işim var mı dediniz yoksa bir dakikanızı ayırıp dinleyebildiniz mi, yol gösterdiniz mi. Yani sevgiden, saygıdan bahsediyorum. Verebildiniz mi.
Nasıl örnek oldunuz. Siz kitap okur musunuz, hangi tür kitaplar okursunuz. TV seyreder misiniz, ne tür programları izlersiniz, ucuz magazin ve sabun köpüğü vurdulu, kırdılı, faydası sadece üretenlere ve oynayanlara olan dizileri, abuk subuk sulu zırtlak mimikler, iğneleyen, hakaret eden, küçümseyen, kompleks kusan sözlerle doldurulmuş tek kişilik göstericileri mi izlersiniz yoksa taş taş üstüne koymuş olanların, ufuk açanların verdiği olumlu, seviyeli müzik ve parodilerle eğlendiren, eğlendirirken düşündüren, yaptığının eğitimini en üst düzeyde almış insanların ürettiklerini mi izlersiniz. Bilin ki o da sizden gördüğünün benzerini yapacaktır, belki günün birinde farkına varacak ve sizi hiç de iyi anmayacaktır.
Sigara içiyor musunuz, içki içiyor musunuz, makul doz nedir biliyor musunuz, insanlarla dialoğunuzda özellerine girmemeyi, canlarını yakıcı sözler söylememeyi becerebiliyor musunuz, hepsinden öte karşınızdakileri dinlemeyi biliyor musunuz. Bilin ki o da sizin yaptığınızın benzerini yapacak. Tâ ki farkına varıncaya kadar. O gün, belki sizi hiç de iyi anmayacak.
2000’e doğru Indigo Çocuklar, 2000’den sonra Kristal Çocuklar kavramları geldi, bir zahmet araştırın, okuyun belki sizinkilerin çözemediğiniz bazı özellikleri, tepkilerinin cevabını bulursunuz.
Belki de yukarıdakilerin hepsinin olumlu versiyonunu yaptınız, o zaman eli öpülesiniz, toplumun teşekkür edeceği insanlarsınız.
Sonuç, “0” kilometrede, hiç kullanılmamış bir hediyeyi, sallaya, silkeleye, çimdikleye, tırmalaya, yırta, kopara, eze, büze, ite kaka binlerce kilometreye getirecekseniz,
Lutfen çocuk yapmayın, bir Can’ın canını yakmayın, hatta daha da öncesinde eşinize huzurlu, mutlu bir yaşam veremeyecekseniz, veya mutluluğu birlikte inşa etmek için çabalamayacaksanız Lutfen bir diğer kadın veya erkeğin, bir başka Can’ın canını yakmayın, hediyeyi getiren Kurye’ye Kaynağına İade isteminde bulunun ki daha iyi değerlendirecek, sizden daha çok lâyık bir adrese yönlendirilsin.
Necip Yeşiltepe Nisan 07
Onlar size beni doğurun diye mektup göndermedi, hatta doğup büyüdükten sonra belki de “neden İngiltere Kraliçesinin çocuğu olarak doğmadım, niye Avrupalı, Amerikalı ana-babadan doğmadım da Vize peşinde koşmak zorunda kalıyorum” gibi sözleri şakayla karışık söylediklerinde ufaktan kırıldınız veya hazır olun kırılacaksınız.
Ama burada bahsetmek istediğim onların sizi üzeceği, kıracağı, ağlatacağı eylemleri değil, onu belki başka bir zaman ele alırız, benim bahsetmek istediğim “0” kilometrede, hiç kullanılmamış durumda Allah’ın size verdiği hediyeyi siz ne yapacaksınız veya ne yaptınız, neye dönüştürdünüz.
Yedirdiniz mi, giydirdiniz mi, aşırı sıcaktan-soğuktan koruyabildiniz mi, ihtiyaçlarını karşılamak için para harcadınız mı, iyi bir eğitim alıp akranlarının arasından sıyrılıp rahat bir yaşama kavuşması için destek oldunuz mu ? Bunlar maddi destekler, hadi bunları bir yana koyalım, çok daha önemlisi, ağladığında gazını çıkarmak için kucağınıza aldınız mı, üşüttüğünde göğsünüze bastırıp öyle uyudunuz mu, her fırsatta samimi bir şekilde okşayıp, öptünüz mü, sizi öpmesine izin verdiniz mi, bütün bunların olabilmesi için evde bulunabildiniz mi. Yatmadan önce masal okudunuz mu. Korktuğunda, hangi yaşta olursa olsun, yanında bitiverdiniz mi, sizi arayabildi mi, aradığında işim var mı dediniz yoksa bir dakikanızı ayırıp dinleyebildiniz mi, yol gösterdiniz mi. Yani sevgiden, saygıdan bahsediyorum. Verebildiniz mi.
Nasıl örnek oldunuz. Siz kitap okur musunuz, hangi tür kitaplar okursunuz. TV seyreder misiniz, ne tür programları izlersiniz, ucuz magazin ve sabun köpüğü vurdulu, kırdılı, faydası sadece üretenlere ve oynayanlara olan dizileri, abuk subuk sulu zırtlak mimikler, iğneleyen, hakaret eden, küçümseyen, kompleks kusan sözlerle doldurulmuş tek kişilik göstericileri mi izlersiniz yoksa taş taş üstüne koymuş olanların, ufuk açanların verdiği olumlu, seviyeli müzik ve parodilerle eğlendiren, eğlendirirken düşündüren, yaptığının eğitimini en üst düzeyde almış insanların ürettiklerini mi izlersiniz. Bilin ki o da sizden gördüğünün benzerini yapacaktır, belki günün birinde farkına varacak ve sizi hiç de iyi anmayacaktır.
Sigara içiyor musunuz, içki içiyor musunuz, makul doz nedir biliyor musunuz, insanlarla dialoğunuzda özellerine girmemeyi, canlarını yakıcı sözler söylememeyi becerebiliyor musunuz, hepsinden öte karşınızdakileri dinlemeyi biliyor musunuz. Bilin ki o da sizin yaptığınızın benzerini yapacak. Tâ ki farkına varıncaya kadar. O gün, belki sizi hiç de iyi anmayacak.
2000’e doğru Indigo Çocuklar, 2000’den sonra Kristal Çocuklar kavramları geldi, bir zahmet araştırın, okuyun belki sizinkilerin çözemediğiniz bazı özellikleri, tepkilerinin cevabını bulursunuz.
Belki de yukarıdakilerin hepsinin olumlu versiyonunu yaptınız, o zaman eli öpülesiniz, toplumun teşekkür edeceği insanlarsınız.
Sonuç, “0” kilometrede, hiç kullanılmamış bir hediyeyi, sallaya, silkeleye, çimdikleye, tırmalaya, yırta, kopara, eze, büze, ite kaka binlerce kilometreye getirecekseniz,
Lutfen çocuk yapmayın, bir Can’ın canını yakmayın, hatta daha da öncesinde eşinize huzurlu, mutlu bir yaşam veremeyecekseniz, veya mutluluğu birlikte inşa etmek için çabalamayacaksanız Lutfen bir diğer kadın veya erkeğin, bir başka Can’ın canını yakmayın, hediyeyi getiren Kurye’ye Kaynağına İade isteminde bulunun ki daha iyi değerlendirecek, sizden daha çok lâyık bir adrese yönlendirilsin.
Necip Yeşiltepe Nisan 07
