Rönesans döneminde İtalya ve diğer Avrupa ülkelerinde büyük sanatçılar yetişmiş, sanatta mükemmele ulaşıldığı kanaati oluşmuştur. Hatta, Michelangelo, Tiziano ve Leonardo gibi ustaların, ayrıntılara egemen olma konusunda eski Yunan ve Roma'yı çok gerilerde bıraktığına inanılmıştır.
XVI. yy. sonlarında, bir taraftan Rönesans döneminin büyük ustalarım taklit etme gayreti görülürken, öte yandan da onların koyduğu kurallara karşı çıkma isteği yer almıştır. İşte, bazı sanatçıların eski ustaları taklit ettiği, bazılarının da alışılmamış ölçü, renk ve ışıklara yer vererek farklı tarzlara yöneldiği bu devreye Maniyerizm adı verilir.
Her ne kadar Maniyerizm, kelime anlamıyla, yapmacıklık, bir çeşit taklitçilik demekse de, bu devreyi tamamen bu şekilde sınıflandıranlayız. Zira, Michelangelo ve Raffaello'nun son eserlerinde yüksek Rönesans devrinde erişilen dengeyi sorgulayan unsurlar bulunmaktadır. Maniyerizm devrinin bazı sanatçıları, giderek daha zengin bir üslûp geliştirmişler, böylece, Barok sanatının da temelleri atılmıştır. Bunu daha iyi anlamak için, Maniyerizm sanatının genel özellikleri üzerinde kısaca duralım.
Maniyerizmin Genel Özellikleri
Yapılan eserlerde abartılmalar görülür. Figürler, çoğu zaman çizgileri deforme edebilecek kadar aşırı sınırlarda gezinen şiddetli ifadelerle vurgulanmıştır. Bunu gerçekleştirmek için, seyirciyi çok ötelere götüren bir biçimde "mekân derinliği" kullanılmıştır.
Resimlerdeki derinlik içerisinde; hareketli, zarif ve ince figürler,havada uçuyormuş gibi bir his uyandırmaktadır.
Geniş ve itina ile yapılan kıvrımlı elbiseler içindeki vücut, Rönesans dönemindeki belirginliğini yitirmiştir.
Yapılan birçok eserde, ümitsizlik, gerilim ve huzursuzluk sergilenmektedir.
Dinî ya da din dışı konuları birlikte ya da değişik olarak işlemişlerdir.
Rönesans dönemindeki parlak ve canlı renklerin yerini mat ve soğuk renkler alır.
Sanatçılar: Maniyerizm döneminin sanatçıları Rönesansın son halkasını teşkil ettikleri gibi, bazı nitelikleriyle de Barok sanatının öncüleri kabul edilebilirler. Correggio, Tintoretto ve nihayet El Greco bu devrin önde gelen temsilcileridir.
El-Greco (1541-1614): Aslen Giritli olan sanatçı, İtalya (Venedik-Roma)'da bulunmuş, önemli eserlerini Toledo (İspanya)'da yapmıştır.
Sanatçı üzerinde, Eski Bizans mozaik ve ikonları, İtalyan maniyerizm tekniği ve İspanyol kültürü hâkimdir. Onun İtalya'dan Toledo'ya gitmesi, İspanyol resim tarihinin en önemli olaylarından biridir.
İlk eserlerinden olan Kutsal Üçlü de bütün figürler İsa'nın etrafında toplanmıştır. Bu kompozisyon, İtalyan klâsik resim sanatının ve özellikle de Michelangelo'nun temel kompozisyonlarına uyar.
Orgaz Kontu 'nun Cenaze Töreni adlı eserinde de görüldüğü gibi, hâlâ Venedik etkisi vardır.
Giritli sanatçı, hayal gücünü kendi tarzı içinde vermek için Maniyerizmin ilkelerini sonuna kadar götürür. İnsana bakışındaki derinliği ve renk tutkusunu İspanyol sanatımn temel eğilimleriyle kaynaştırır.
Aziz Petrus 'un Gözyaşları 'nda İsa'yı inkâr eden havarinin pişmanlığı, yaşla dolu gözler ve sinirden gerilmiş ellerin hareketiyle yansıtılmıştır .
Sanatçımn kompozisyonlarında figürlerin oranı abartmalı şekilde uzundur.Çizgiler kıvrılıp bükülür, renkler kural dışına doğru kayar. Bütün bunlarla insan ruhunu yansıtmaya ve geleneksel biçimleri aşmaya çalışır.
Çobanların Secdesi, Hamsin Yortusu, Çarmıha Geriliş ve güzel bir peyzaj örneği olan Toledo Şehrinin Görünüşü diğer eserleri arasındadır.
XVI. yy. sonlarında, bir taraftan Rönesans döneminin büyük ustalarım taklit etme gayreti görülürken, öte yandan da onların koyduğu kurallara karşı çıkma isteği yer almıştır. İşte, bazı sanatçıların eski ustaları taklit ettiği, bazılarının da alışılmamış ölçü, renk ve ışıklara yer vererek farklı tarzlara yöneldiği bu devreye Maniyerizm adı verilir.
Her ne kadar Maniyerizm, kelime anlamıyla, yapmacıklık, bir çeşit taklitçilik demekse de, bu devreyi tamamen bu şekilde sınıflandıranlayız. Zira, Michelangelo ve Raffaello'nun son eserlerinde yüksek Rönesans devrinde erişilen dengeyi sorgulayan unsurlar bulunmaktadır. Maniyerizm devrinin bazı sanatçıları, giderek daha zengin bir üslûp geliştirmişler, böylece, Barok sanatının da temelleri atılmıştır. Bunu daha iyi anlamak için, Maniyerizm sanatının genel özellikleri üzerinde kısaca duralım.
Maniyerizmin Genel Özellikleri
Yapılan eserlerde abartılmalar görülür. Figürler, çoğu zaman çizgileri deforme edebilecek kadar aşırı sınırlarda gezinen şiddetli ifadelerle vurgulanmıştır. Bunu gerçekleştirmek için, seyirciyi çok ötelere götüren bir biçimde "mekân derinliği" kullanılmıştır.
Resimlerdeki derinlik içerisinde; hareketli, zarif ve ince figürler,havada uçuyormuş gibi bir his uyandırmaktadır.
Geniş ve itina ile yapılan kıvrımlı elbiseler içindeki vücut, Rönesans dönemindeki belirginliğini yitirmiştir.
Yapılan birçok eserde, ümitsizlik, gerilim ve huzursuzluk sergilenmektedir.
Dinî ya da din dışı konuları birlikte ya da değişik olarak işlemişlerdir.
Rönesans dönemindeki parlak ve canlı renklerin yerini mat ve soğuk renkler alır.
Sanatçılar: Maniyerizm döneminin sanatçıları Rönesansın son halkasını teşkil ettikleri gibi, bazı nitelikleriyle de Barok sanatının öncüleri kabul edilebilirler. Correggio, Tintoretto ve nihayet El Greco bu devrin önde gelen temsilcileridir.
El-Greco (1541-1614): Aslen Giritli olan sanatçı, İtalya (Venedik-Roma)'da bulunmuş, önemli eserlerini Toledo (İspanya)'da yapmıştır.
Sanatçı üzerinde, Eski Bizans mozaik ve ikonları, İtalyan maniyerizm tekniği ve İspanyol kültürü hâkimdir. Onun İtalya'dan Toledo'ya gitmesi, İspanyol resim tarihinin en önemli olaylarından biridir.
İlk eserlerinden olan Kutsal Üçlü de bütün figürler İsa'nın etrafında toplanmıştır. Bu kompozisyon, İtalyan klâsik resim sanatının ve özellikle de Michelangelo'nun temel kompozisyonlarına uyar.
Orgaz Kontu 'nun Cenaze Töreni adlı eserinde de görüldüğü gibi, hâlâ Venedik etkisi vardır.
Giritli sanatçı, hayal gücünü kendi tarzı içinde vermek için Maniyerizmin ilkelerini sonuna kadar götürür. İnsana bakışındaki derinliği ve renk tutkusunu İspanyol sanatımn temel eğilimleriyle kaynaştırır.
Aziz Petrus 'un Gözyaşları 'nda İsa'yı inkâr eden havarinin pişmanlığı, yaşla dolu gözler ve sinirden gerilmiş ellerin hareketiyle yansıtılmıştır .
Sanatçımn kompozisyonlarında figürlerin oranı abartmalı şekilde uzundur.Çizgiler kıvrılıp bükülür, renkler kural dışına doğru kayar. Bütün bunlarla insan ruhunu yansıtmaya ve geleneksel biçimleri aşmaya çalışır.
Çobanların Secdesi, Hamsin Yortusu, Çarmıha Geriliş ve güzel bir peyzaj örneği olan Toledo Şehrinin Görünüşü diğer eserleri arasındadır.