Yine dinî inançlara bağlı olarak ortaya çıkan Mısır heykelleri, mezar ve tapınakların içlerinde veya cephelerinde bulunmuşlardır.Taş, kemik, ağaç ve maden (tunç)den yapılan bu heykeller, zamanla gelişip bazı değişmelere uğramakla beraber, genel özelliklerini korumuşlardır. Bunları kısaca belirtelim:Hareketliliğin oldukça az olduğu figürlerin yüzlerinde durgun bir ifade hâkimdir.
Kral heykellerinde de durgun, fakat kutsal bir eda sezilen yüzlerinde gizemli bir gülümseme farkedilmektedir.Mısır heykellerinde kütlenin ağırlığı, konulduğu mekâna eşit olarak yüklenmiştir. Örneğin, ayakta duran bir heykel ise, yük her iki bacağa eşit olarak dağıtılmış, ayak tabanları bütünüyle yüzeye bastırılmıştır. Oturan bir heykelde; figür, oturduğu blokla kaynaşmış gibidir; ağırlık yine eşit biçimde paylaştırılmıştır
Figür başları omuzlar üzerinde dik durmakta ve doğruca öne bakmaktadır. Ayakta ya da oturuyor olanlar, sağa sola eğilmezler. Dikeyine ve ön cepheden gösterilmişlerdir {frontal duruş). Vücut kısımları simetrik, yani birbirine denktir.Ayakta duran birçok heykelde sol ayak bir adım kadar öne atılmıştır.Orta Krallık dönemine özgü duygusal ifadeler (hüzün ve gizem içeren durgunluk), yerini Yeni Krallık döneminde daha gerçekçi tutumlara bırakır. Yalnızca kral ya da tanrı heykelleri değil, halkın diğer kesimlerine mensup kişilerin de heykelleri yapılır.
Ruh, mezardaki ölü insanın yanına konan keykelinde (veya resminde) devam edceğinden, sahibine benzemesi istenmiştir. Hatta, doğal görünmeleri için bazıları boyanmıştır. Bu sebeple Mısır'da portre sanatı erken zamanda ortaya çıkmıştır.Baş kısmına daha çok önem verilmiştir. Pek çok detay aşılmıştır. Temel bazı karakteristik hatlar ön plânda tutulmuş; böylece güçlü bir ifade elde edilmiştir.Sert taş ve kıymetli madenlerden yapılmış olanlar krala mahsustur.Çoğunlukla insan heykelleri yarı çıplaktır. Giysiler kıvrımsız ve dökümsüzdür. Bu şekilde kumaş görüntüsünden uzaklaşılmış, vücut kumaşa hâkim kılınmıştır.Heykeller arasında karışık varlıklar, yarı hayvan yarı insan (sfenks) olanlar yam sıra, sadece hayvanları konu edinenler de bulunur. Büyük sfenks, Mısır heykeltıraşlığının en güzel örneklerindendir.Mısır kabartmaları, mimarînin tamamlayıcı öğelerinden sayılmıştır.
Çeşitli türde iri kayaları oyarak çok büyük kabartmalar yapılmıştır. Figürün, yapıldığı malzeme yüzeyinden oldukça kabarık olmasına yüksek kabartma denir. Bu kabartmalarda figürün kenar çizgileri (kontur) oldukça derin oyulmuşlardır.Bunların dışında yapılan alçak kabartmalarda, figürlerin kenarları çizgisel iz şeklinde uyulmuşlardır. Bu nedenle kabartma, duvar yüzeyinden daha ileri çıkmamaktadır. Ancak, Mısır'da güneşin etkisi, bu alçak kabartmaların kenar çizgilerini oldukça belirgin göstermeye yaramaktadır.Tahtalara yapılan kabartmaların boyanmasıyla, eserin daha dayanıklı ve daha göz alıcı olması sağlanmıştır.Yapılan figürler çoğunlukla hafif, çıkıntılı şeritlerle, yani silmelerle birbirinden ayrılan frizler içine yerleştirilmişlerdir.
Mısır resimleri: Kabartmalarda uyulan kurallara bağlı olarak yapılmışlardır.Figürlerin yüz ve bacakları yandan (profilden), gövdeleri ise önden görüldüğü gibi çizilmiştir. Bazen de baş yandan olduğu hâlde, göz önden yapılmıştır. Fresko, yani duvarı örten alçı tabakası yaş durumdayken, madenî boyalarla yapılan resimlerde; daha çok bir fikir veya bir olay anlatılmak istenmiştir. Sanatçı, gördüğünü değil, bildiğini yansıtmıştır.İnsan, bitki ve hayvanların birlikte yapıldığı,, canlı renklerle boyandığı freskolar; gayet canlı ve doğal görünümleriyle dikkati çekerler.
Yeni Krallık döneminde resim anlayışı ve tekniği en olgun ve parlak bir noktaya gelmiştir. Kompozisyon ve figürlerin hareketleri kısmen yumuşatılmış, önceki katı kurallar aşılmaya çalışılmıştır.
Alıntıdır...
Kral heykellerinde de durgun, fakat kutsal bir eda sezilen yüzlerinde gizemli bir gülümseme farkedilmektedir.Mısır heykellerinde kütlenin ağırlığı, konulduğu mekâna eşit olarak yüklenmiştir. Örneğin, ayakta duran bir heykel ise, yük her iki bacağa eşit olarak dağıtılmış, ayak tabanları bütünüyle yüzeye bastırılmıştır. Oturan bir heykelde; figür, oturduğu blokla kaynaşmış gibidir; ağırlık yine eşit biçimde paylaştırılmıştır
Figür başları omuzlar üzerinde dik durmakta ve doğruca öne bakmaktadır. Ayakta ya da oturuyor olanlar, sağa sola eğilmezler. Dikeyine ve ön cepheden gösterilmişlerdir {frontal duruş). Vücut kısımları simetrik, yani birbirine denktir.Ayakta duran birçok heykelde sol ayak bir adım kadar öne atılmıştır.Orta Krallık dönemine özgü duygusal ifadeler (hüzün ve gizem içeren durgunluk), yerini Yeni Krallık döneminde daha gerçekçi tutumlara bırakır. Yalnızca kral ya da tanrı heykelleri değil, halkın diğer kesimlerine mensup kişilerin de heykelleri yapılır.
Ruh, mezardaki ölü insanın yanına konan keykelinde (veya resminde) devam edceğinden, sahibine benzemesi istenmiştir. Hatta, doğal görünmeleri için bazıları boyanmıştır. Bu sebeple Mısır'da portre sanatı erken zamanda ortaya çıkmıştır.Baş kısmına daha çok önem verilmiştir. Pek çok detay aşılmıştır. Temel bazı karakteristik hatlar ön plânda tutulmuş; böylece güçlü bir ifade elde edilmiştir.Sert taş ve kıymetli madenlerden yapılmış olanlar krala mahsustur.Çoğunlukla insan heykelleri yarı çıplaktır. Giysiler kıvrımsız ve dökümsüzdür. Bu şekilde kumaş görüntüsünden uzaklaşılmış, vücut kumaşa hâkim kılınmıştır.Heykeller arasında karışık varlıklar, yarı hayvan yarı insan (sfenks) olanlar yam sıra, sadece hayvanları konu edinenler de bulunur. Büyük sfenks, Mısır heykeltıraşlığının en güzel örneklerindendir.Mısır kabartmaları, mimarînin tamamlayıcı öğelerinden sayılmıştır.
Çeşitli türde iri kayaları oyarak çok büyük kabartmalar yapılmıştır. Figürün, yapıldığı malzeme yüzeyinden oldukça kabarık olmasına yüksek kabartma denir. Bu kabartmalarda figürün kenar çizgileri (kontur) oldukça derin oyulmuşlardır.Bunların dışında yapılan alçak kabartmalarda, figürlerin kenarları çizgisel iz şeklinde uyulmuşlardır. Bu nedenle kabartma, duvar yüzeyinden daha ileri çıkmamaktadır. Ancak, Mısır'da güneşin etkisi, bu alçak kabartmaların kenar çizgilerini oldukça belirgin göstermeye yaramaktadır.Tahtalara yapılan kabartmaların boyanmasıyla, eserin daha dayanıklı ve daha göz alıcı olması sağlanmıştır.Yapılan figürler çoğunlukla hafif, çıkıntılı şeritlerle, yani silmelerle birbirinden ayrılan frizler içine yerleştirilmişlerdir.
Mısır resimleri: Kabartmalarda uyulan kurallara bağlı olarak yapılmışlardır.Figürlerin yüz ve bacakları yandan (profilden), gövdeleri ise önden görüldüğü gibi çizilmiştir. Bazen de baş yandan olduğu hâlde, göz önden yapılmıştır. Fresko, yani duvarı örten alçı tabakası yaş durumdayken, madenî boyalarla yapılan resimlerde; daha çok bir fikir veya bir olay anlatılmak istenmiştir. Sanatçı, gördüğünü değil, bildiğini yansıtmıştır.İnsan, bitki ve hayvanların birlikte yapıldığı,, canlı renklerle boyandığı freskolar; gayet canlı ve doğal görünümleriyle dikkati çekerler.
Yeni Krallık döneminde resim anlayışı ve tekniği en olgun ve parlak bir noktaya gelmiştir. Kompozisyon ve figürlerin hareketleri kısmen yumuşatılmış, önceki katı kurallar aşılmaya çalışılmıştır.
Alıntıdır...